ZAMAN TÜNELİ 8 Köyde iki tane kahvehane vardı , ikisi de özellikle kış aylarında tıklım tıklım dolu olurdu. Sigara dumanından göz gözü görmezdi. Babam ve diğer öğretmen arkadaşı da gidiyordu kahvehaneye çünkü yapacak başka bir sosyal faaliyet yoktu. Gel zaman git zaman iki öğretmen bu durumdan rahatsız olmuş kafa kafaya verip düşünmüşler. Bu kadar boşa geçen zaman yerine neler yapılabilir diye kafa yormaya başlamışlar. Derken bir gün, yol kenarında dümdüz bir tarla dikkatlerini çekmiş. Sahibinden de burayı kullanmayacağını öğrenince izin alıp kolları sıvamışlar. Tarladaki irili ufaklı tüm taşları temizlemeye başlamışlar. Onları gören öğrenciler , gençler ve tabi ki ben de bu temizliğe katılıyorduk. Tarla kısa sürede toprak sahaya dönüşmüştü. Sağlam iki ağaç direk bulundu ve iki koca çukur açıldı. Toprağa iyice dikilen direkler de böylelikle file için hazırlanmış oldu. . İlçeden voleybol filesi ve topu da alınınca tüm hazırlıklar tamamla
Kayıtlar
Aralık, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ZAMAN TÜNELİ 7 Limon küfü ile sarı karışımı bir rengi vardı.. Siyah beyaz en fazla bir iki tane fotoğrafı var ama ben onun renkli halini zihnimin duvarlarında tutuyorum. Babamın motosikleti geliyor gözlerimin önüne . Benim için en tatlı ve ilk hatıralarımdan birinin daha içine doğru çekiliyorum. Babam beni, öne oturtturmuş ,ince çakıl taşlı kırmızı toprak yoldan ormanın içlerine doğru gidiyoruz . Biz sürat yaptıkça yol tam ortasından ikiye ayrılıyor gibi oluyor. Yolun iki yanındaki kocaman ağaçlar sanki yanımızdan akıp gidiyorlar.. Artık onları gözlerimle takip edemiyorum. Motorun hızından kaynaklı rüzgar yüzüme , alnıma, ,göğsüme çarpıyor. Zamanın önemi yok, uzun kısa ne farkeder ki .Ben halimden memnunum .Hayli bir vakit gidiyoruz. Nihayet aradığı gibi bir yer buluyor demek ki duruyoruz. Çam ağaçları, murtlar, zambaklar, Kırmızı toprak zeminden fırlamış yuvarlak taşlar, yere düşmüş kuru iğne yaprak
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ZAMAN TÜNELİ 6 Zifiri karanlık tek korkumdu . Gölgemden dahi ürkerken akşam saatleri iyice çekilmez olurdu. . Bir odadan diğerine yalnız gidemezdim. Odadan çıkacak olsam kızkardeşime bir işaret gönderir ,oda kapısının önünde onu beklerdim . Annemle babama hissettirmeden anlaşmamız gerekiyordu, çünkü ''Korkacak bir şey yok !'' diye bana kızıyorlardı. Nasıl korkacak bir şey yok ,vardı işte .Onlar nasıl korkmuyorlardı, beni neden anlamıyorlardı? Gece gaz lambası tamamen kapandıktan sonra yorganı hep kafama çeker öyle uyurdum. Asla başımı ve ayaklarımı yorganın dışına çıkaramazdım. Biri gelip beni yiyecekmiş gibi gelirdi. Okumayı öğrendikten sonra kitap müptelası olmuştum. Ama hiç kitabım yoktu. Okulun kitaplığına ha bre kitap alan babam ,bir tanesini vermiyordu ki kitaplığıma koyayım. Onlar okulun zimmetli malıymış. Ancak okuduktan sonra değiştirebilirmişim. Ben de öyle yapıyordum. Her kitapla farklı haya
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ZAMAN TÜNELİ 5 Ben doğmadan önce babam, yatağımı ve dolabımı ağaçtan kendi yapmış, kendi boyamış. Mavi ve yeşili hiç bir zaman ayırt edememiş olmasına rağmen gitmiş bu renkleri seçmiş. Hangi renk ben de tam emin olamıyorum Parmaklıklı bir karyola , çekmeceleri bile var. Beyaz da kullanmış bazı bölümlerde . Dolaba kitaplık eklemeyi dahi ihmal etmemiş. Odada yerde oturuyorum. , lila renkli yün bir halı serili . Üzerimde annemin diktiği pazen pijama var .Yeşil mini yapraklar üzerinde piti piti kırmızı çiçekleri olan bir pijama. Paçası lastikli ve sıcacık. Hemen yanımda dizimin hizasında pırıl pırıl parlayan altın renginde metal bir makas var.. Annemle babam da başıma toplanmış pek telaşlılar . Etrafıma bakıyorum , yatağım ve dolabım çarpıyor gözüme , bir de başımı yukarı kaldırdığımda bir kanadı hafif açık olan pencere. Babam : _ Kızım... Kızmayacağız ... Hadi pijamanı nasıl kestin anlat , neden kestin? Rü
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ZAMAN TÜNELİ 4 Dünyanın en güzel turkuaz renginden daha güzel bir turkuazdı. Torosların zirvesinden kayaların bağrından yol bulup aşağılara kadar köpük köpük iniyordu. Çocuklar gibi taştan taşa atlıyor ,zıplıyor ve nihayetinde beyaz köpükler en dip noktada buluşup turkuazın cam berraklığına dönüşüyordu. Suların çağıldayarak kayalardan düşüşünü, kanyonun üzerindeki köprüden içim ürpererek izlerdim. Tüm sessizlik burda yok olurdu. O kadar güçlü ve ihtişamlıydı ki tuhaf bir korku hissederdim.Çok gürültü çıkarıyordu.Beni içene alıverecek zannederdim. Köyün susuzluğuna rağmen bu kadar yakınında çoşkun akan bu dere ,en çok gelip gittiğimiz yerdi ki zaten su ihtiyacımızı da burdan karşılıyorduk. Derenin hemen kenarında başka bir kaynak suyla çalışan devasa bir değirmen vardı. Un değirmeni. Su çarklara doğru akıyor .çarklar suyla doldukça dönüyor dönüyor, o döndükçe , içerideki taşlardan uğultulu sesler geliyordu. Çarklardan boşalan sul
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ZAMAN TÜNELİ 3 Bir adımda okulda , bir adımda evdeyim . Bugünün şartlarında müthiş konfor . Elektrik ve suyun yokluğunu hissedecek yaşta değilim henüz. Oyun alanım tümüyle okul ve okul bahçesi..Zihnim yıllara rağmen tüm detayları eksiksiz olarak gözlerimin önüme seriyor: Lojmanın ön kısmı boyunca özene bezene taş duvar ören babam ,içine toprak doldurmuş ve çiçekler ekmişti, .hepsi de kasımpatı. Bembeyez kasımpatılar, o kadar iri iri açmışlar ki ve keskin kokuları baş döndürücü.Çiçeklerin ağırlığından yerlere yatan dalları incinmesin diye iplerle çitlete bağlanmış. Okul bahçesinin bir kenarı patika yol , patika yola sınır görkemli bir çam ağacı .Gölgesi koyu ve serin. Dalları tüm okul bahçesini sarmak istercesine uzanmış. Patika yoldan da zaten en çok keçiler geçiyor .Bazen de eşeğiyle dereden su almaya gidip gelen köylüler. Lojmanın arkası tarla , içinde alıç, keçiboynuzu ve siyah incir ağacı var. Beyaz incir ağaçlar
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ZAMAN TÜNELİ 2 Çocukluğumun anavatanına gidiyor aklım ; gecenin gece gibi gündüzün gündüz gibi yaşandığı zamanlara kayıyorum . Toroslara sırtını dayamış dünyanın en güzel köyündeyim ; en güzel çünkü başka bir yer bilmiyorum. Bir köy okulu lojmanında tanışıyorum kendimle, dünyayı ilk kez buradan görüyorum. Sahiden de dünya görebildiğim yer kadar benim için. Şu anın aksine doyasıya sessizlik... Asfalt zifti geceler... Ay ışığının ve yıldızların en parlak hali... Mis gibi kırmızı toprak kokusu... Yemyeşil buğday tarlaları... Papatyalar ...Papatyalar...Papatyalar... Rengarenk anemonlar... Devasa büyüklükte çam ağaçları... Gelincikler... Sert esen Poyraz...Tüm rüzgarların a
- Bağlantıyı al
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ZAMAN TÜNELİ 1 Bu şehrin tamamı dört duvar. hiç gece olmuyor, karanlık doğmuyor. Işıklar gece gündüz mütemadiyen sarıyor sarıyor ve sıkıyor taa ruhumun tüm hücrelerini. Sesler hiç kesilmiyor, En sessiz geceler bile inceden inceden insanı delirtecek ısrarlı uğultularına devam ediyor. Kimse uyumuyor. İnzivaya çekilmiyor; durup dinlenmeden geceler katlediliyor. Dört duvar içinde bedenimle beraber hapsedilen ruhumun renkleri, birbirinden farksız günlerin çarkları arasında dönüp duruyor. Bir nevi yokluğa doğru akıyor.