Kayıtlar

Nisan, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
                                                                  TELEFON      Turuncu ama kırmızıya yakın koyu bir turuncuydu .En sevdiğim ve belki en çok vakit geçirdiğim oyuncağımdı Almanya' dan ,bir yaz tatilinde , halamın benden yedi yaş büyük olan oğlu getirmişti. Abimi deliler gibi çok sevdiğim için , daha önceki hediyesi , içi boncuk köpük dolu olan ve gıcır gıcır ses çıkaran turuncu köpek gibi bu çevirmeli telefonu da çok sevmiştim. Belki de daha fazla...     Seksenli yıllarda bırakın evleri , köyde bile bir tane telefon yoktu. Elektrik ve suyun olmadığı yerde telefon hayal bile değildi, ihtiyaç hiç değildi. Daha sonraki zamanlarda köy muhtarlarının evlerinde bir tane telefon olduğunu, onu da kullanmak için sıraya girildiğini ve saatlerce beklenildiğini hatırlıyorum...Hele yurt dışı görüşmelerinde bu durum daha meşakkatli olurdu, şimdi hatırlayamadığım teknik birkaç aşamadan geçilirdi .Ama benim özgürce kullanabildiğim bir telefonum vardı. İstediğim kişiyi arıyor ve onunla
ZAMAN TÜNELİ 12             ORTA OKUL SERÜVENİ BAŞLIYOR      Yaz sonunda başıma geleceklerden habersiz  mutlu bir tatil geçirdikten sonra çocuk kalbimi çok acıtacak  bir gerçekle yüzleştim  Babamın tayininin çıktığı köyde ortaokul yoktu  ve  beni anneannemle  dedemin yanında bırakıp gideceklerdi .Yani Adana 'da kalacaktım.    Annem , babam ve kız kardeşimin gidişi   hafızama kazınmış , yıllardır orada duruyor. Her hatırlayış aynı ayrılık acısını tazeliyor.. Bir kamyonun kasasını ancak  yarısına kadar doldurmuş ev eşyalarımız ve diğer yarısında en tatlı sarı renkli  arabamız Murat 124...Öylece üçü birlikte bindiler ve gittiler. Geride kalan ben nedenini anlamadığım bu ayrılığı sahne sahne izliyordum...     Arkalarından kamyon ta ki  köşeyi dönüp gözden kayboluncaya kadar  koştum...Koştum ,koştum...Yetişemedim...O kadar çok ağladım ki...Kimse teselli edemiyordu...Anneannem ve dedem ve de mahalle sakinleri kalbimdeki haykırışı dindiremediler.. Hıçkırıklara boğularak ağlıyordum... Bağı
            ZAMAN TÜNELİ  11             İLK  DİPLOMA SONRASI              İlkokulu bitirdiğim yaz babamın tayini Samsun'a çıkmıştı  Adana'ya ve Toroslar'a veda zamanı gelmişti. Bir anlamda çocukluğumun anavatanından ayrılık demekti bu.      Hala, kızıl toprakların arasından patlayan kayalıkların özgünlüğü gözlerimin önüne  tablo gibi seriliyor. Taşların  diplerinden fışkıran mor zambaklar, yabani sümbüller ve uzun yıllar gelinciğin farklı renkleri zannettiğim anemonlar...Kısa çimenleri süsleyen kısa saplı papatyalar.. .Zihnimin duvarlarında asılı duran yüzlerce fotoğrafı kağıda çizmek istercesine  satırlarda dolu dizgin koşuyorum...Ya o turkuaz renkli , yaşamın  mihenk taşı olan , gürültüsü ile içime  korku ve çoşku salan dere ve yamaçları donatan iğne yapraklı çam ağaçları...        Yağmur sonrası toprak kokusu...Baharda gökkuşağı...Nergis çiçeklerim...Kasımpatılar...Ellerimle diktiğim ve suladığım kavak ağaçları ve sulandıkça  çoğalan kadife çiçekleri...Pembe ,beyaz . fu