ZAMAN TÜNELİ 12             ORTA OKUL SERÜVENİ BAŞLIYOR 

    Yaz sonunda başıma geleceklerden habersiz  mutlu bir tatil geçirdikten sonra çocuk kalbimi çok acıtacak  bir gerçekle yüzleştim  Babamın tayininin çıktığı köyde ortaokul yoktu  ve  beni anneannemle  dedemin yanında bırakıp gideceklerdi .Yani Adana 'da kalacaktım.

   Annem , babam ve kız kardeşimin gidişi   hafızama kazınmış , yıllardır orada duruyor. Her hatırlayış aynı ayrılık acısını tazeliyor.. Bir kamyonun kasasını ancak  yarısına kadar doldurmuş ev eşyalarımız ve diğer yarısında en tatlı sarı renkli  arabamız Murat 124...Öylece üçü birlikte bindiler ve gittiler. Geride kalan ben nedenini anlamadığım bu ayrılığı sahne sahne izliyordum...

    Arkalarından kamyon ta ki  köşeyi dönüp gözden kayboluncaya kadar  koştum...Koştum ,koştum...Yetişemedim...O kadar çok ağladım ki...Kimse teselli edemiyordu...Anneannem ve dedem ve de mahalle sakinleri kalbimdeki haykırışı dindiremediler.. Hıçkırıklara boğularak ağlıyordum... Bağıra bağıra inlettim mahalleyi...Herkese küstüm. kimseyle konuşmak istemedim...O yıl boyunca da her yalnız kaldığımda ağladım...Terk edilmiş  bir kız çocuğu gibi hissediyordum kendimi... Bulduğum en sessiz köşelerde  ''Anneee!''diye seslenir.cevap gelmeyince  de içimi çeke çeke ağlardım...Biliyordum sesime ses gelmeyecek ama sırf 'anne 'deme özlemimi dindirmek için belki yüzlerce kez tekrarladım kendi bulduğum bu oyunu...

    Hiç sevemedim ayrılıkları, vedaları  belki bu yüzden....Her ayrılık bir kayıp gibi derinden  sarsar hâlâ beni...Bazen bir kalemden , bir kitaptan bir şehirden ayrılık ...Çocukluktan , gençlikten ,en sevdiğim liseden  ayrılık...Bir mevsimden, .bir günden, bir ömürden ayrılık...Ne kalbime ne sırtıma saplanan bir sancıdır bu, direkt gözyaşıma gark olur ...

         Ne ses ne görüntü vardı o zamanlar sadece mektup...Sanki bir asırda bir gelen mektubu da  anneannem buzdolabının üzerine saklar ,  ancak yemeğimi yedikten sonra   verirdi... Boyum  yetişmediği için de  hiç zorluk çıkarmaz yemeği hemen bitirirdim...Zarfı paramparça ederek açar, yutar gibi okur sonra da  anneanneme sarılır ,koynuna kendimi gömerdim......O da 'Yavrumun yavrusu, yavrumun yavrusu '' der ,beni sarıp sarmalar , öper koklardı...

       Babam , mahalle ortaokuluna değil beni dili ingilizce olan bir ortaokula vermek için Adana merkezde  ve  hayli uzak olan bir okula yazdırmıştı. İstiklal Ortaokulu...Belediye otobüsü ile gidip geliyordum. O zamanlar okulların hepsinde ingilizce  yabancı dil olarak öğretilmiyordu. Sanırım bunu çok önemsemişti. Tabii o yaşlarda ve o yıllarda biz çocuklar hiç birşey  sorgulamazdık .Nereye derlerse oraya ...Burada kalacaksın, bu okula gideceksin denildi mi biterdi ve her şey öyle olurdu. Öyle de oldu.
         Adana Yeşilevler 'de küçük bir kız çocuğu ortaokula başlamıştı..Okuyacak ve bir meslek sahibi olacaktı..

         Rahmetli anneannem ve dedeme o yıl bana yaşatıkları her harika gün için teşekkür ediyor ve onları özlemle anıyorum...

         

Yorumlar

  1. Anlatımdaki doğallık ve rahatlık çok güzel. Sadece kendin için yazmamalısın. İyi kötü bir okur olarak bu anlatımın azıcık daha beslenmesi durumunda çok daha güzel metinlere dönüşeceğini görebiliyorum. Ellerine sağlık hocam.

    YanıtlaSil
  2. Yorumunuz ve desteğiniz benim için çok kıymetli biliyorsunuz hocam. umarım bir gün öngörünüzü gerçekleştirebilirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zamanı, yolu kısaltmak için biraz daha zaman ayırmalısın yazıya.

      Sil
    2. Mesaj alındı hocam :)))

      Sil
  3. Ben de yatılı okula başladığımda hissetmiştim bu duyguları.. Yüreğine sağlık arkadaşım devamını diliyorum sevgilerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım arkadaşım ,birlikte yaşadığımız o günleri kaleme alırken desteğine ihtiyacım olacak

      Sil
  4. Güzel arkadaşım. Bir yorumcu olamam asla ( olmam için konuya ve türe senden daha hakim olmam lazım) ama iyi bir okuyucu olduğunu soyleyebilirim. Umarım konun da kitlen de dahada büyüyecek. Daha da başarılar diliyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar güzel bir yorum, çok teşekkür ederim, isim yazmayınca kimsiniz bilemiyorum ama kucak dolusu sevgiler...

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar