ZAMAN TÜNELİ  11

      Bitmeyen ilkokul ...

      Babamla okula gide gele küçük yaşta okuma yazmayı öğrenmiştim . Hatırlamıyorum bile nasıl öğrendiğimi ...Birinci sınıfa başlama yaşım geldiğinde de babam ,okuma yazmayı zaten biliyorum diye beni direk üst sınıftan başlattı .İkinci sınıfın sonunda da üçüncü sınıfta başarılı olamam diye sınıfta bıraktı. Resmen sınıf tekrarı yapacaktım.

       İkinci sınıfı ikinci kez bitirdim . 

       Kazasız belasız üçüncü sınıfa geçmiştim ama  mutlu mesut okul yolları düz gider, benimki iç öyle  gitmiyor gibi geliyordu bana . 

      Pek inanamasam da  dördüncü sınıfa geçmem olaylı olmamışt..Derken, olanlar oldu. .

      Normal olarak  dördüncü sınıfa gitmem gerekirken babam   başarılı olamayacağımı öngörmüş. Arkadaşlarım arasında  ufak tefek kaldığım için biraz daha büyüyüp öyle  üst sınıfa gitmem  gerektiğini düşünmüş... Sınıf tekrarı yapmam için de  radikal bir karar alarak beni Adana merkezde yaşayan anneannem ve dedemin yanına götürüp  bırakmakta çözüm bulmuş. 

     Mahallede hemen evin yanındaki okula hiç zaman kaybetmeden  beni kaydettirdi. Tabi ki de dördüncü sınıfa değil , üçüncü sınıfa.

     Hem annemden hem babamdan ve  de kardeşimden ilk kez ayrılıyordum Çok ağladım. Aylarca  onları göremedim seslerini dahi  duyamadım. Çok özlüyordum  . Köy uzak olduğu için gelip gidemiyorlardı da ..Neden onlardan ayrı yaşıyordum ki...Çocuk aklımla anlamadığım  ve hala anlamak istemediğim   bir ayrılıktı bu.

      Zamanla  yeni okuluma ,öğretmenime ve arkadaşlarıma alışmıştım. Köydeyken   öğretmenim babam olduğu için bu yeni durum  çok değişikti ve hoşuma gidiyordu doğrusu. Ah annemin özlemi yok mu , beni köşe bucak  gizli gizli ağlatıyordu . Gündüz okul ,oyunlar derken unutuyordum ama akşam olunca çocuk bedenim içine kapanıp mahzunlaşıyordu.

       Bir yıl da böyle geçmiş nihayet sene sonu gelmişti ve artık  dördüncü sınıftaydım..

        Yaz tatili sonunda tekrar köye dönmüş  okulumdaki  yerimi almıştım. ; ama.o da ne eski arkadaşlarım beşinci sınıf olmuşlardı. Ben sınıf tekrarı yaptığım için onlar  öne geçmişlerdi. Bu durumu kendime bile  nasıl açıklayacağımı bilmiyordum . Babam ''Sınıfta kaldım şehirdeki okulda başarılı olamadım ''de dedi .İyi de hiç de öyle değildi ki , gayet de başarmıştım.

     Resmi olarak sıkıntı olmaması için böyle söylemem gerekiyormuş .İçim ezile ezile herkese  ''Sınıfta kaldım.'' dedim. Bu kez öğretmenim babam değildi. İyi ki de  değildi. Dördüncü sınıfın sonunda meğer  öğretmenime beni sınıfta bırakması için  çok dil dökmüş : ''Küçük biraz daha büyüsün' demiş. Canım Hüseyin Amcam , rahmetli öğretmenim beni bu kez babamın elinden kurtarmıştı .

   _ Onu bırakırsam diğerlerini de bırakmam lazım, demiş .

    Sınıfı geçmiştim ama  o yıl tayini çıkıp giden öğretmenimin ardından yine babamla baş başa kaldım.

     Beşinci sınıfın da sonunda  karne günü gelip çatmıştı...Tüm öğrenciler heyecanla bekleşiyorken  benim  hiç de umrumda değildi. Nasıl olsa bu ilkokul bitmiyordu.  Ta ki karne anına kadar burnumu kıvırarak bekledim....Babam adımı söyleyip karnemi uzattığında ise  gördüklerime inanamadım :

     ''GEÇTİ''...

     Bir mucizeyi  mi yaşıyordum ...

     Sahiden bitmiş miydi ...

     

     



   

  

Yorumlar

  1. 5. Sınıfta aynı şeyi ben de yaşadım arkadaşım ama seninki biraz fazla olmuş sanki.. :)

    YanıtlaSil
  2. O günlere götürdüğüme sevindim:)) İsim neydi acaba tanışıyoruz di mi?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar